Hz. Hûd, İlahi peygamberlerden biri olup Hz Nûh’un torunlarındadır. Hayatı hakkında farklı rivayetler vardır.Bazıları Hz İbrahim’den (a.s) sonra ve Hz Musa’dan (a.s) önce yaşadığını söylüyor. Bazıları onun Hz İbrahim’den (a.s) önce yaşadığına inanıyor. Her halükarda onun Hz Nûh’un (a.s) torunlarından olduğu, ancak Hz İbrahim’in (a.s) torunları olan peygamberlerden olmadığı açıktır.
Hûd (a.s) Arapça konuşuyordu ve bazıları onu Allah’ın ilk Arapça konuşan peygamberi olarak kabul eder. İmam Ali (a.s) onun hakkında şöyle söylemiştir: “Hud, Salih, Şuayb, İsmail ve İslam Peygamberi Arapça konuşurdu.”
Hûd ismi Kur’an-ı Kerim’de 10 defa geçmektedir ve 11. surenin adı da ‘Hûd ‘ olarak geçmektedir. Hz. Hûd’un (a.s) kıssası Kur’an-ı Kerim’de birçok yerde geçse de elimizdeki Tevrat ve İncil’de bu peygamberin ismi geçmemektedir.
Hz Hûd (a.s) 40 yaşında Peygamber olup Hz Nûh’tan (as) sonra şirke ve putperastlere karşı çıkan ikinci peygamberdir. Ad kavmi içinde bulundukları onca nimete karşı Nûh tufanından sonra putperstliğe başlayan tevhid dininden uzaklaşan ilk kavim olmuştur. Peygamberleri Hz Hûd’un uyarıları ve azap haberine karşın duyarsız kalmışlar ve küfürlerinde ısrar etmişlerdir. Tek gayesi onları doğru yola irşad etmek olan Hz Hûd’u yalancılık ve delilikle suçlamışlardır. Allah da onlara şiddetli bir fırtına göndererek cezalandırmıştı. Ad kavminden sadece Hz Hûd ve ona inanan müminler kurtuldu. Kur’an ayetlerine göre fırtına yedi gece sekiz gün sürdü.
Hûd ‘un (a.s) kavmine 760 yıl rehberlik ettiği söylenir. Adı geçen Peygamberin uzun ömürlü olması ve diğer bazı alâmetlerinden dolayı bazı kimseler Nûh (a.s) ile Hûd (a.s) arasında benzerlik olduğunu ileri sürmüşlerdir. Ayrıca Kur’an’da bu iki peygamberden aktarılan cümlelerde pek çok benzerlik vardır.
Fırtınadan kurtulan Hûd (a.s) ve takipçilerinin Mekke'ye gittikleri ve hayatlarının geri kalanını orada geçirdikleri söylenir. Bazıları Hûd'un (a.s) Şam’da defnedildiğini söylüyor. Bazıları ise Suriye’de Humus ya da Irak’ın Necef şehrinde mezarının olduğunu öne sürüyor.